‘Yeşil Enerji’ sertifikalarının ortaya çıkmasına sebep olan KYOTO Protokolü ve bunun devamlılığı niteliğinde olan Paris İklim Anlaşmasıdır.
‘Yeşil Enerji’ sertifikalarının ortaya çıkmasına sebep
olan KYOTO Protokolü ve bunun devamlılığı niteliğinde olan Paris İklim
Anlaşmasıdır.
KYOTO Protokolü’nün Kısa Tarihi
KYOTO protokolü, Japonya’nın Kyoto şehrinde 11 Aralık
1997 yılında imzalanan ve 16 Şubat 2005’de yürürlüğe giren küresel ısınma ve
iklim değişikliği konusunda Birleşmiş Milletlerinde dahil olduğu uluslararası
çerçeve anlaşmasıdır. Protokolün 1997 yılında imzalanıp, 2005 yılında devreye
girmesinin sebebi ise protokole göre 1990 yılındaki emisyonların, yeryüzü
toplam emisyonun %55’ini bulması gerekliydi, bu orana ancak 8 yıl sonra
Rusya’nın katılmasıyla ulaşıldı.
KYOTO Protokolü’nün Amacı
Bu protokol oluşturulmasındaki amaç karbon dioksit ve
sera etkisine neden olan gaz salınımın azaltılması ya da bunu sağlayamıyorlarsa
da karbon ticareti ile bu hedeflerini sağlamalarıydı. Özellikle yüzyıllardır
karbon salınımı yapan Gelişmiş Ülke statüsünde olan ülkeler ile karbon
salınımını yakın zamanda artıran Gelişmekte olan Ülkeler arasında bir
adaletsizlik ortaya çıkardığı gerekçesiyle birçok ülke tarafından itirazlara
sebep olmuştur. Ancak nihayetinde, bu tarz bir protokolün ortaya çıkması ve
iklim farkındalığını yaratması ve karbon salınımına dikkat çekmesi çok önemli
ve bunun devamlılığı sağlaması konusunda çok değerli olmuştur.
KYOTO Protokolü’nün Sonuçları
KYOTO protokolü sayesinde ‘Karbon Ticareti’ ya da
‘Salım Ticareti’ ortaya çıkmış olup, özellikle Avrupa’da kağıt ve enerji
endüstrisi için sınırlamalar koymuş, belirlenen seviyeden fazla karbon salımı
yapan şirketlere, bunları nötrlemek için Karbon Kredisi bulma zorunluluğu
getirmişlerdir. Günümüzdeki ‘I-REC’ veya ‘Gold Certification’ vb. bir karbon
kredisinin ortaya çıkmasının sebebi de o gün imzalanan ‘KYOTO PROTOKOLÜ’dür.
KYOTO Protokolü ve Türkiye
Türkiye'nin, Kyoto Protokolüne katılmasının uygun bulunduğuna ilişkin kanun tasarısı 05.02.2009 tarihinde, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Türkiye'nin kişi başı sera gazı salınımı 5,9 ton'dur. Bu oran OECD ortalamasının 1/3'ü, Avrupa Birliği ortalamasının 1/2'si kadardır. Türkiye'nin küresel ısınmaya katkısı son 150 yılda %0,04 oranındadır. 1990 yılında 187 milyon ton sera gazı salınmı, 2009 yılında 370 milyon tona çıkmıştır.